Ecz. Gülenber Güzel

Hayat değiştiren tercihler…
“Eniştem doktordu. Ben de tıp istiyordum. Üniversite için yaptığım tercih sıralaması; tıp, diş, eczacılık, hukuk… diye gidiyordu. Ama eczacılıkla ilgili hiçbir şey bilmiyordum. Sonra bir baktık ki, eczacılığı kazanmışım. Mahallemizdeki eczacı çok saygın bir hanımefendiydi, korka korka giderdik. Öyleydi eskiden eczacılık. Çat kapı girilmezdi, her şey konuşulmazdı. Bölümle ilgili hiçbir fikrim yoktu, ama çok sevdim. Fakültede eczane eczacısı olmak için doğru düzgün bir şey öğretmemiş olsalar da…”

Fakülteden sonra ilk iş deneyimleri
“Fakülteyi bitirdikten sonra eczane eczacılığı yapmadım, önce hastane eczacılığı yaptım. Çok keyif aldım, ama annem sağ olsun, ‘Sen burada ne uzar ne kısalırsın.’ deyince, hemen aracılar bulundu -o zamanlar öyleydi- ve Eczacıbaşı’da serum fabrikasına işçi olarak yerleştirildim. Kalite Kontrol Şef Yardımcısı olarak. Ama bildiğiniz, ağır işçiyim. Fabrika ortamı. Çok mutsuz oldum orada. O esnada evlendim. Hatta hiç unutmam, fabrikanın aşçılarından yemek tarifleri öğreniyordum. (Kahkahalar) Evlendikten üç ay sonra, bir sabah gidip istifa ettim. Ama eşim beni evde oturtmadı. Evde oturan bir kadınla evli olmak istemiyordu. Her gün iş bulup bulmadığımı soruyordu. İki ay sonra geldi, ‘İş buldum sana!’ dedi. Sigorta şirketine eczacı arıyorlarmış. Gittim, görüştüm, ‘Hemen başla!’ dediler. Hayatımın ikinci güzel dönemini yaşadım. Üç yıl boyunca her şey mükemmeldi, şef olmak üzereydim. Tam o dönemde hamile kaldım. Şefliğimi vermediler tabii. Doğum iznine ayrıldım. İşe başlamak üzereyken, bakıcı diye tuttuğum kızın daha bebeği tutamadığını fark edince ücretsiz izin talep ettim, alamadım. Bunun üzerine istifa etmek zorunda kaldım. Bir yıl, bakıcı, ben ve bebek evde oturduk. Sonra eczane açmak icap etti. Bebek de olduğu için başka türlüsü olamazdı. Oysa o şirkette yükselebilirdim. Eczane açmayı ancak yıllar sonrası için planlıyordum. Ama daha erken açmak kısmetmiş. Çok da zorlandım doğrusu. Bebeğim daha 1 yaşındaydı. Eczane kaloriferli değildi, soba yakıyorduk. Eşim de çok destek oldu, ama kolay olmadı. 21 yıl olmuş.”

Bilgi kirliliği
“Eczacı olarak ilk zamanlardaki kendime güvenim yok artık. Bilgi kirliliği var. Herkes bir şeyleri bilerek geliyor, eczanede etkisiz eleman gibi kalıyorsunuz. Eskiden danışanım daha çok olurdu. Şu anda herkes benden daha çok biliyormuş gibi, hatta bazen bana öğretiyorlar. Çok fazla değer görmediğimize inanıyorum.”

“Bir eczacının eve gelip iğne yapması onu duygulandırırdı.”
“Karısına iğne yapmaya gittiğim bir beyefendi vardı, Halil Bey. Karısı ağır hastaydı. Evlerine gittiğimde, çok mahcup olurdu. Eski zaman insanı olduğu için, bir eczacının eve gelip iğne yapması onu çok duygulandırırdı. Eczacıyım, kim olsa gidip yaparım, ama o beni hep gururlandırır. Eşini kaybettikten sonra da aynı minnet duygusuyla gelmeye devam etti. Uzakta oturmasına rağmen, hala gelir, benden alır ilacını. Kulakları çınlasın.”

Nöbette çılgın bir gece!
“Bir gece nöbetteydik. Malum kadınız, bende menopoz dönemi başlamıştı. Bir sıcak basar, bir soğuk basar. Klasik belirtiler. Bir aile dostumuzun oğlu polisti. O gece bize eşlik ediyordu. Arkada uzanmıştı. O sırada bir araba yanaştı. Bir adam girdi, arabadaki kız arkadaşının güneş yanığı şikayeti varmış. Aldı ürünü, arabaya döndü. Bir süre sonra kızla birlikte eczaneye girdiler, ‘Yanlış vermişsiniz, bu değil.’ dediler. Ben de ‘Hayır, doğru verdim.’ dedim, sonra aynı ürünü aldılar, tam çıkmak üzereyken kız benim taklidimi yaptı. ‘Bari arabana bin de öyle yap!’ dedim sinirle. Zaten yorgunum, sıcak basıyor, bilmem ne. Bir ağız dalaşı başladı. Kız oradan demez mi, ‘Deli midir menopozlu mudur, nedir?’ diye. (Kahkahalar) Bu sırada uyuyan polis oğlumuz gürültüye uyandı, yanımıza geldi. ‘Ver şu silahı, vuracağım!’ diye bağırdım. Çocuk daha kendine gelememiş, şaşkın şaşkın bana bakıyor. Neyse, gittiler tabii. Sonra döndüm, ‘Menopozun başladığı çok mu belli oluyor?’ dedim. Yakalanmış gibi hissettim. Bunu hiç unutamıyorum. Demek ki menopozludan korkacaksın!” (Kahkahalar) 

Doktor-eczacı evliliği
“Eşim doktor. Bunun faydasını çok gördüm. Eczaneyi yeni açtığım dönemde, iki yıl üst üste sırayla tatil yapmıştık. İşinden izin alıyordu, bir hafta eczanede duruyordu. Olaya vakıf olması harikaydı. Nöbetlerde de çok işime yarıyordu. Doktor-eczacı evliliğinin bu artıları olmakla beraber, zorlukları da var tabii.”

“Kendime beş yıl zaman verdim.”
“Bu eczaneye taşındıktan bir yıl sonra karşıdaki belediye polikliniği kapandı. Bu yüzden kafamdaki A+ eczane olamadı burası, ama güzel bir semt eczanesi oldu. Kendini döndürüyor, masraflarını çıkarıyor. Hem çalışanlarıma da istihdam sağlamış oluyorum. İkisini de çok seviyorum. Gittiği yere kadar. Ama yine de kendime beş yıl zaman verdim.”

Eczacılık öğrencilerine tavsiyeler…
“Eczacılık öğrencilerine eczane piyasasından uzak durmalarını, özel sektörle başlamalarını, bir veya iki yabancı dili mutlaka oturtmalarını, özellikle buna zaman ayırmalarını tavsiye ediyorum. Gerçekten hayat o zaman güzel. Eczane eczacılığı çok bağlayıcı. Genç bir insanın buralarda ömrünü heba etmesine hiç gerek yok. Bu, onların yasal hakkı. Nihayetinde eczaneyi açarlar zaten. Eczaneden eve gidiyorsun, yarını düşünüyorsun, ay sonunu düşünüyorsun. Ne eleman derdi bitiyor ne kira derdi bitiyor. Eczaneler kaçmıyor. Beni beklesinler, beş sene sonra devredeceğim.” (Kahkahalar)

Bir Eczacı Portresi’ne konuk olmak isteyen eczacılarımız, Canlı Destek alanından ekibimizle iletişime geçebilir.

Ecz. Makbule Demir

"Bize yarı doktor derlerdi, aslında biz tam eczacıyız."
selinfmz
1 dakikada oku

Ecz. Kayhan Dizdaroğlu

"Eczacılığın eczane açmanın ötesinde bir şey olduğunu anlatmak lazım."
selinfmz
3 dakikada oku

Ecz. Emin Olgun

"İyi bir eczacı olmak için; iyi bir iletişimci, personel yöneticisi, finans yöneticisi, stok takipçisi ve satışçı olmanız lazım."
selinfmz
2 dakikada oku

Bir yorum yazın...

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir