Ecz. Nilhan Mutlu

Anılar…
“İki-üç yıl önceydi. Bir anne ile küçük bir çocuk geldi. Üç yaşlarında, erkek çocuğu. Parkta oynarken eline kıymık batmış. Annesi çıkaramamış, bana geldiler. Çok da metanetli bir çocuktu. Ne bağırma ne ağlama… Gözlerimin içine baka baka yaptığım işi izledi. Kıymığı çıkardıktan sonra bana bir sarılışı vardı ki… Hâlâ okula giderken bana uğrarlar. Bir süre burada yoklardı, geçenlerde annesi geldi. “Benim ufaklık ne yapıyor?” dedim. “O da sizi soruyor.” dedi. “Anne, ben göremedim, sen görüyor musun?” diyormuş. Gördüğünüz gibi, anlatırken hâlâ gözlerim doluyor.”

Güleryüz, tatlı dil, insan ilişkisi…
“Eczacılığa başladığımda çek kesmesini dahi bilmiyordum. Çek kesmeyi bana tahsilatçı arkadaş öğretmişti. Her hatırladığımda üzüldüğüm bir konudur bu. Bence eczane açmayı düşünen genç eczacıların öğrenmesi gereken ilk şey işletme. Bizim zamanımızda staj mecburi değildi, eş-dostla halledilirdi. Belki de bizim ihmalimizdi bu. İlk başladığınızda fazla pratiğiniz olmadığı için, ilaçları kafa göz yara yara öğreniyorsunuz. Okulda etken madde öğretiliyor, ticari isimler söylenmiyor. Ayrıca insan ilişkileri çok önemli. Eczanede güleryüzlü davranmak her şeyi değiştirebiliyor. 20 yıldır gözlemlediğim şu: Güleryüzün bana hiçbir eksisi olmadı. Zaten buraya gelen kişinin belli bir rahatsızlığı var. Siz ne kadar sıcakkanlı yaklaşırsanız, o da tavrını değiştirebiliyor. Tatlı dilden anlamayan da benden uzak dursun.”

“Yeri geldi, bilgisayar tamir etmeyi öğrendim.
“Dışarıdan bakınca, sadece raftan ilacı veren kişi gibi görünüyoruz. Hep söylüyorum, içi beni dışı sizi yakar. Kendimi geliştirmek için, bir yıl önce Klinik Eczacılık yüksek lisansı yaptım, orada bilgilerimi tazeledim. Her şeyi unutmuşum. Muhasebe, ürün takibi, özel sigorta ve banka anlaşmalarının takibi filan derken, kendi bilgilerimi unutmuşum. Yeri geldi, faks makinesi öğrendim; yeri geldi, bilgisayar tamir etmeyi öğrendim. Danışman eczacı olmayı çok istiyorum.”

Online eğitim ihtiyacı
“Türkiye’de eczacılar olarak çok eğitimsiz kalıyoruz. Eğitimlerin tekrarlanması gerekiyor. Bilgi çok çabuk unutuluyor. Kendi imkanlarınızla tıbbi kitaplar alıp, hastalık çalışarak, işin özünü anlayıp karşındaki insana ona göre hizmet verebilirsen daha tatmin edici olacağına inanıyorum bu işin. Online eğitimler olsa, boş zamanımızda oturup tekrar etsek bilgilerimizi, çok iyi olur. Nöbette kimse yokken dinleyebiliriz mesela. İlaçlar, yan etkileri, etkileşimleri vs. Bilerek hastaya yaklaşmak çok farklı. İleri yaştaki hastamız çok, çoklu ilaç kullanan hastamız çok. “Günlerdir şu rahatsızlığı çekiyorum, neden olabilir?” diye size geliyorlar. Aile hekimleri ne kadar ulaşılabilir olursa olsun, ilk danıştıkları, kendilerine yakın gördükleri eczacıları oluyor. Yeri geliyor, anahtarlarını teslim ediyorlar; yeri geliyor, “Çocuklarına 5 TL verir misin, ben sana bırakırım.” diyorlar. Komşuluk böyle bir şey.” 

Ailenin eczacısı olmak
“Aile içinde eczacı olunca, insanlar kendilerini güvende hissediyor. Ama eczacı olarak ben, ailemden birinin bana danışmasını istemiyorum. Çünkü gün boyunca danışmanlık hizmeti vermek o kadar yorucu ki, akşam eve gidince hastalık ve ilaç duymak istemiyorum.” (Kahkahalar)

Eczacılık öğrencilerine tavsiyeler
“Şu anda eczacılık okuyan öğrencilere tavsiyem, okurken kendilerini geliştirmeleri. Stajlarına büyük önem versinler. Yapabiliyorlarsa, ek olarak işletme okusunlar. Master olabilir, Açıköğretim olabilir. Her ne olursa olsun, işletme bilgisi şart. Eczane eczacılığında en önemli şey, işletme. Mesleki organizasyonlara okuldayken katılsınlar. Eczacı Odaları’nın gençlik kollarıyla iç içe olsunlar. Vizyonu geliştirmek lazım. Hayat, sadece ilaç ve eczane değil. Gündemi çok yakından takip etsinler. Her şeyi okusunlar. Bilgiye erişim çok rahat. Dil öğrenmek çok önemli. Bende lise İngilizcesi vardı. Zamanla geliştirdim, şimdi yabancı hastalarımla rahatlıkla görüşebiliyorum. Emekli anne-babanın evladıyım. Kazıya kazıya geldim buraya. Kendimden çok verdim. Çocuğum önce kreşteki öğretmenin ismini öğrendi, benim ismimi değil. Ama şimdi geriye dönüp bakınca, boşa gitmemiş diye düşünüyorum. 45 yaşında master’a başladım. O yaşta tekrar ders çalışmak o kadar zormuş ki… Ama beni çok mutlu etti, çok motive etti. Benim kızım da benimle birlikte oturdu çalıştı, yeri geldi, “Anne telefonunu bırak, otur ders çalış” dedi bana. Roller değişti.”

Bir Eczacı Portresi’ne konuk olmak isteyen eczacılarımız, Canlı Destek alanından ekibimizle iletişime geçebilir.

Ecz. Makbule Demir

"Bize yarı doktor derlerdi, aslında biz tam eczacıyız."
selinfmz
1 dakikada oku

Ecz. Kayhan Dizdaroğlu

"Eczacılığın eczane açmanın ötesinde bir şey olduğunu anlatmak lazım."
selinfmz
3 dakikada oku

Ecz. Emin Olgun

"İyi bir eczacı olmak için; iyi bir iletişimci, personel yöneticisi, finans yöneticisi, stok takipçisi ve satışçı olmanız lazım."
selinfmz
2 dakikada oku

Bir yorum yazın...

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir