Yurt Dışında Eczacı Olmak: Amerika

Türkiye’de eczacılık yaptıktan sonra California’da kendi eczanesini açan Ecz. M. Serkan Öztürk ile Amerika’daki eczacılık sistemini konuştuk.

Nerede eğitim gördünüz? 
1999’da Marmara Üniversitesi’nden mezun oldum. 9-10 sene Türkiye’de kendi eczanemde çalıştım. Daha sonra Amerika’ya geldim, 10-11 senedir buradayım.

Amerika’da eczacı olabilmek için nasıl bir eğitimden geçiliyor?
2000’den sonra Amerika’da eczacı olmak için altı yıllık eğitim şartı getirildi. Ben Marmara’da dört yıllık eğitim almıştım. 2000 yılı öncesi mezunları kabul ediyorlar, çünkü burada da dört yıldı. 2000’den sonra bu sayı altıya çıktığı için, şu an yurt dışından gelip denklik almak isteyen eczacıların da kendi ülkelerinde altı yıl eğitim görmeleri gerekiyor. Daha sonra bir süreç başlıyor. Buradaki bazı kuruluşlara başvuruyorsunuz. Evrak alışverişi oluyor. Bazı sınavları geçmeniz gerekiyor. Daha sonra eyalet bazında yapılan sınavları geçmeniz bekleniyor. O şekilde lisans alabiliyorsunuz. Benim zamanımda, Türkiye’deyken mezun olur olmaz eczacılığa başlanabiliyordu. Burada mezun olduktan sonra lisans sınavları var. Hangi eyalet bünyesinde çalışacaksanız, o eyaletten lisans almanız gerekiyor. Ancak o şekilde eczacı olarak çalışabiliyorsunuz. Üstelik bu lisans devamlı yenileniyor. Türkiye’de eczaneyi açtıktan sonra, bir daha sorgulanmadan 30-40 yıl eczacılık yapabilirsiniz. 

Ecz. M. Serkan Öztürk’ün kısa süre önce California’da açılan eczanesi.

“Hangi eyalet bünyesinde çalışacaksanız, o eyaletten lisans almanız gerekiyor. Ancak o şekilde eczacı olarak çalışabiliyorsunuz. Üstelik bu lisans devamlı yenileniyor.”

Staj dönemi de vardır mutlaka…
Var, bütün eczacılar staj yapmak zorunda. Yabancı bir mezun olarak denklik aldıysanız, Amerika’daki mezunlar ne yapıyorsa aynısını yapmak zorundasınız. Staj dönemleri biraz uzun. Altı yıllık eğitimden sonra, 1-1,5 sene kadar bir eczanede staj yapmak durumundasınız. Ancak ondan sonra eyalet sınavlarına girebiliyorsunuz. Her eyaletin sınavı ayrı. Ben California’da eczacılık yapıyorum. Ama Texas’ta da lisansım var. Çünkü oranın sınavlarına da girmiştim. Bir süre sonra eyalet değiştirmek isterseniz, o eyaletin sınavlarına girip lisans almanız şart. Birkaç eyaletten lisans almak çok olağan bir durum burada. Her eyalet kendi içinde farklı bir ülke gibi. Hepsinin ayrı bir sistemi var. Amerika, Türkiye gibi ulusal bir devlet olmadığı için, biraz daha karışık yürüyor.

Ülke genelindeki eczane sayısı 200.000’lerde gibi görünüyor. Bu sayı nasıl kontrol altında tutuluyor? 
Evet, 200.000’lerde. Bunların çoğunluğu zincir eczaneler. Yani şirketleşmiş eczaneler. Şirketlerin yüksek sayıda eczanesi var; CVS, Walgreens gibi. Bunların 10.000-20.000 civarında eczanesi bulunuyor. Bizimki gibi serbest eczane sahibi olanlar da isterlerse zincir eczane açabiliyorlar. Eczane sayısı kontrol altında değil. Tamamen liberal bir sistem var. İstediğiniz yere istediğiniz sayıda eczane açabilirsiniz. Sadece şunu göz önünde bulundurmak gerek: Eczane açtığınızda, diğer eczanelerle rekabet etmek durumundasınız. Bunun fizibilitesi var. Hangi servisleri sunacağınızı ona göre belirlemeniz lazım. Ama devlet “Şuraya açman gerekiyor, bu hizmetleri sunman gerek.” gibi zorlamalarda bulunmuyor. Sadece eczacılıkta da değil. Doktorluk ya da diğer meslek gruplarında da durum böyle. Asla bir koşullama yok. 

Peki serbest eczanelerle zincir eczaneler arasındaki rekabet ne düzeyde?
Bir rekabet var. Zincir eczanelerin konumu, serbest eczanelerden biraz daha farklı. Çünkü biz serbest eczaneler olarak istediğimiz hizmeti sunabiliyoruz. İnsanlarla istediğimiz gibi etkileşime geçebiliyoruz. Bu yüzden çoğu insan serbest eczaneye gitmeyi tercih ediyor. Zincir eczaneler biraz daha şirket bazında değerlendiriliyor. Ama onların da kendilerine göre avantajları var. Tıpkı Türkiye’de Migros’un sokaktaki bakkala göre avantajları olduğu gibi. Eczacılıkta farklı olan, iki eczane tipi arasında fiyat farkının fazla olmaması. Bizim fiyatlarımız daha sabit. Migros’un fiyatları, bakkala göre daha ucuzdur mesela. Çünkü alım gücü yüksek. Bizde öyle bir durum yok. Ek olarak, serbest eczanelerde sunduğumuz hizmet daha avantajlı. Daha kişisel ve insana yönelik bir hizmet anlayışı var. Örneğin biri aşı olmaya gelecekse, önceden irtibat kurup zamanını tayin edebiliyoruz. “Şu aşıları olmanız gerek, şu zamanda gelmeniz gerek.” vs. Bunu konuşabiliyoruz. Zincir eczanelerde bu kadar yakınlık olmuyor. O yüzden hastalar daha çok bizi tercih ediyorlar.

“Serbest eczaneler olarak istediğimiz hizmeti sunabiliyoruz. İnsanlarla istediğimiz gibi etkileşime geçebiliyoruz. Bu yüzden çoğu insan serbest eczaneye gitmeyi tercih ediyor.”

Marketlerdeki eczane bölümleri zincir eczanelere dahil mi? 
O, farklı bir kol. Yine Migros’tan örnek vereyim. Diyelim ki, Migros eczane açmaya karar verdi. Eczane bölümü, market bölümünden farklı oluyor. Eczane tarafı, normal kurallar neyse onlara bağlı tutuluyor. Eczane tarafının müdürü farklı, market tarafının müdürü farklı oluyor. Markete eczane girmesinin sebebi, hastalara rahatlık sağlamak. Hasta orada alışverişini yaparken reçetesini bırakıp, çıkarken ilacını teslim alabilir. Ama bu tip eczaneler Amerika’da çok başarılı olmadı. Eczane bölümünün market bölümünden büyük tutulduğu versiyonlar daha başarılı. Çünkü Migros tipi marketler eczanelerin nasıl işletileceğini pek bilmiyorlar. Bu yüzden çoğu market içlerindeki eczaneleri diğer eczanelere satmak durumunda kaldı.

Amerika’nın önde gelen zincir eczane markalarından Walgreens.

Eczaneler arasında ilaç takası yapılabiliyor mu?
Çok kısıtlı. Çünkü ilaç takasının eczanelere pek faydası olmuyor. Zincir eczanelerdeyse böyle bir şey olması mümkün değil. Çünkü aralarında rekabet var. Ama aynı zincirin farklı şubeleri arasında olabilir. Tabii bu resmiyete dökülmek zorunda. Yani bir belgeyle yapabilirsiniz.

Amerika’daki eczaneler OTC satışında hangi noktada duruyor?
Türkiye’ye göre OTC satışları daha fazla. Çünkü Türkiye’de OTC’deki çoğu kalem marketlere gidiyor. Amerika’da OTC ürünler sadece eczanelerde satılıyor. İnsanlar eczanelere daha güvenle yaklaşıyor. O yüzden daha çok OTC satışımız var. Eczacının danışmanlık tarafı devreye giriyor burada. Örneğin biri mama alacaksa, eczacıya hangi bebek için hangi mamayı seçeceğini soruyor. Prematüre mi doğmuş, normal mi? Bir rahatsızlığı var mı? Beslenme, gaz durumu nasıl? Eczacı olarak bu soruları cevaplıyorsunuz. Ama markete gidip alırsanız bilemezsiniz, rastgele almanız gerekiyor. 

O zaman Amerika’daki eczacılık, doktorlukla sağlık danışmanlığı arasında bir yerde seyrediyor…
Evet, burada eczacılık çok daha klinik. Özellikle California’da. Mesela Texas’la California arasında çok büyük farklar var. 

Eczaneler için internetten ürün ya da ilaç almak ve satmak mümkün mü?
Bazı kontrollere tabi. Ne yapacağınıza bağlı. Eğer OTC ürün satacaksanız, herhangi bir kontrole tabi değil. Online bir market gibi satabilirsiniz. Diğer ürünler için bazı kontrollerden geçmeniz gerek. Reçeteli ilaç satacaksanız, reçeteye göre vermek zorundasınız zaten. Hastaya e-mail atmanız lazım. 

Nöbetçi eczane sistemi var mı?
Hayır, isterseniz eczanenizi 24 saat açık tutabilirsiniz. Kimse karışmaz.

Eczacı yıllık izne ya da doğum iznine çıkmak isterse nasıl bir prosedür uygulanıyor?
Eğer eczanede çalışansanız, bütün izinler yönetmeliğe göre düzenleniyor. Eczanenin sahibi olarak, benim yıllık iznim bana bağlı. Fakat ayrılırsam, yerime bir eczacı getirmek zorundayım. Eczane açık olduğu müddetçe, başında bir eczacı olması lazım. Üçüncü parti firmalar var, orayı aradığınızda size bir eczacı gönderiyorlar. Ajans gibi çalışıyorlar. Doktorlar için de var mesela. 

Randevu sistemiyle çalışıyor musunuz?
Bazı durumlarda randevuyla çalışabiliyoruz. Örneğin seyahat eczacılığı var burada. Diyelim ki, Çin’e gideceksiniz. Bir ay önceden geliyorsunuz bize. Sizin aşılarınızı yapıyoruz, ilaçlarınızı hazırlıyoruz. Bu tür durumlarda randevu almanız gerekiyor. Ailecek yapılan aşılar da randevuya bağlı. Bunlar dışında herkes her an eczaneye uğrayabilir. Tabii bir de kapalı eczaneler var. Huzurevlerine ilaç götüren eczaneler. Bunlar halka kapalı oluyorlar. Diğer hizmetleri sunmuyorlar. Onların farklı bir konumu var.

Eczaneler kendi reklamını yapabiliyor mu?
İstediğiniz gibi sitenizi açıp, reklamınızı yapabilirsiniz. Bu konuda Türkiye’nin gelişmeye ihtiyacı var bence. Dünya değişik bir yöne gidiyor artık. Türkiye’de eczacılar bu açılardan kısıtlandıkları için, son kullanıcının alışveriş yaptığı sitelere açık bir alan kalıyor. Eczacılar topluma çok katkısı olabilecek bir pozisyonda. Kısıtlayarak, onları geri bırakmış oluyorsunuz.

Türkiye’den ayrıldıktan sonra Amerika’ya geçince sizi en çok rahatlatan ne oldu?
Orada da eczanem vardı, burada da var. Buradaki eczacılık, yapabilecekleriniz açısından daha rahat. Türkiye’de eczacılar daha faydalı olabilir. Burada bazı ilaçları kendimiz reçeteleyebiliyoruz. Aşılarımızı yapabiliyoruz. İstediğimiz gibi reklamımızı yapabiliyoruz.

“Buradaki eczacılık, yapabilecekleriniz açısından daha rahat. Türkiye’de eczacılar daha faydalı olabilir. Topluma çok katkısı olabilecek bir pozisyondalar. Kısıtlayarak, onları geri bırakmış oluyorsunuz.”

Peki Amerika’daki eczacıların sisteme dair en büyük şikayetleri nedir?
Şu anda en büyük mesele şu: Doktorlar da eczacılar da altı yıl okuyorlar. Fakat doktorların bazı öncelikleri var. Örneğin bazı hizmetleri sigorta şirketlerine fatura edebiliyorlar. Eczacılar edemiyor. Eczacılar şimdi bu haklarını istiyor. 

Amerika’da eczaneye gelen hasta profilini nasıl tanımlarsınız?
Burada yaş ortalaması yüksek. Hasta profilimiz, ortalama 50-60 yaş üstü. Tabii hasta ömrü de biraz daha uzun.

Mutlaka müdaviminiz olan hastalarınız da vardır…
Bu durum burada çok yaygın. Aynı hastalar geldiği için, her birinin ilaç profilini gözetleyebiliyorsunuz. Hangi ilaçları alıyor, etkileşimleri var mı vs. Hasta örneğin beş ayrı ilaç kullanıyorsa, farklı zamanlarda gelmesine gerek olmadan, aynı anda verebiliyorsunuz hepsini.

1920’lerden bir Amerikan eczanesi…

Geçmişte Amerika’daki eczaneler, insanların bir şeyler yiyip içebildiği sosyalleşme alanları olarak da kullanılıyormuş. Yıllar içinde insanların kafasındaki eczane / eczacı algısı ne yönde değişti sizce?
Eczaneler yıllar içinde daha klinik oldu. İlaç alışverişi dışında, özellikle doktorlara önerilerde bulunmak, ilaç reçeteleyebilmek, hastaya danışmanlık yapmak gibi konularda. Eskisi gibi yeme-içme durumu olmuyor. Öyle bir alan da yok zaten. Eczanede her şey çok hızlı gelişiyor. İnsanlar eczanenin içinde fazla oyalanmak istemiyor. Bunun dışında rahatlık ön plana çıktı. Bazı hastaların ilaçlarını evlerine biz götürüyoruz. İlla ihtiyaç sahibi insanlar değil. O gün teslim alamayacağını söyleyen herhangi bir hastaya ilaçlarını ulaştırıyoruz. Online alışveriş yüzünden herkes her şeyi evine istemeye başladı. Böyle bir değişim var.

“En büyük hayallerimden biri herkesin granülosit bağışının ne olduğunu…

Eczacı Elif Bölükbaş, yardımcı eczacılık yaparken bir yandan da kurucusu olduğu Kan Akademi vesilesiyle kan bağışını toplum kültürünün bir parçası haline getirmeye çalışıyor.
selinfmz
4 dakikada oku

Güneşten korunma hakkında her şey: 3. bölüm

Konuk yazarımız Dr. Ecz. Gamze Yüksel, güneşten korunma konulu yazı dizisinin 3. bölümünde güneş filtresi çeşitlerini ve hangi filtrenin tercih edilmesi gerektiğini açıklıyor.
selinfmz
7 dakikada oku

“‘İnsanlar benim gördüklerimi görebileceklerini bilmeli’ motivasyonuyla bu işe başladım.”

Astrofotoğrafçılığıyla geniş bir takipçi kitlesine ilham veren Ecz. Süleyman Akgüneş ile gökyüzüne tutkun olmak üzerine…
selinfmz
9 dakikada oku

Bir yorum yazın...

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir